Nicedir keyifle okuduğum, "Keşke benim olsa!" dediğim bir kitap denk gelmemişti. 😁 Kısmet bugüneymiş... Bugünkü kitap önerim: Gökdelen. 👍
Tahsin Yücel Gökdelen'i 2006 yılında, 73 yaşındayken yazmış. Roman 2073 İstanbulu'nda geçiyor. Lüks ve zenginlik içinde yaşayan insanlar, teknoloji, yok olan doğa, sistemin dışında kalan ya da kalmayı tercih eden insanlar gibi gelecekle ilgili metinlerde görülebilecek öğeler Gökdelen'de de var.
Kahramanımız Can Tezcan ünlü bir avukattır. Bir zamanlar arkadaşı Rıza Koç gibi idealleri ve değerleri olsa da zamanla büyük fikir ayrılıkları oluşmuştur. Rıza Koç sistemle mücadeleyi tercih ederken o müşterilerini memnun etmek için her şeyi yapmaya hazır hale gelmiştir. 🙄
Zengin müşterilerinden Temel Diker'in İstanbul'un her yerine gökdelenler yapma hayali vardır. Ancak bahçeli evini vermek istemeyen emekli bir öğretmen olan Hikmet Bey, bu hayale engel olmaktadır. 👊
Can Tezcan bu sorunu çözmeye çalışırken yargının özelleştirilmesi fikrini ortaya atar. Zaten her şey özelleşmiştir. Medya ve siyaset buna dünden hazırdır. Başbakan Mevlüt Doğan bu fikre sarılır. Ve olaylar içinden çıkılmaz bir hale gelir. 😱
Gökdelen geleceğimizi resmetse de her satırında bugünümüzü eleştiriyor, sert bir şekilde yeriyor. Birkaç sayfa sonra fazla direnemiyor, her gün yozlaştığımızı üzülerek kabul ediyorsunuz. 😔
Sade, akıcı, eğlenceli bir anlatım olsa da kitap bittiğinde bu distopik hikaye keyfinizi kaçırıyor. Gelecek sizi korkutuyor. 😱
Durup düşünmek, gelecek için tam da bugünü sorgulamak için... Okuyun okutturun! 😉
