Birkaç gün evvel bir video izledim. Sahura az bir zaman vardı. Ancak uyanıktım. Bir şeyler yemeden önce şöyle bir Facebook’a bakarak vakit geçireyim dedim. Bir arkadaşımın paylaştığı videoyu gördüm. Dayanamadım, videoyu kapatmak istedim bir an. Ama yapamadım. Lanetlenmişçesine donup kaldım. Nihayet video bitince gecenin bir vakti lanetler, beddualar ederek kalktım bilgisayarın başından.
Görüntülerde iki çekik gözlü, beyaz tenli ergen kendileri gibi çekik gözlü ama kendilerine nazaran daha zayıf, daha esmer ve çok daha küçük olan bir çocuğu ellerinden ayaklarından bağlamışlardı. Yüzüne gözüne tokatlar, tekmeler atıyorlardı. Hatta ellerindeki izmariti derisine ve yüzüne bastırıyorlardı. Kendisini korumaya çalışan çocuk, elleri ve kollarını yüzüne kapadığında ensesi açıkta kalıyordu. Bunu fırsat bilen zalimler, izmariti ensesinden içeri atıyorlardı. Çocuk, izmaritten kurtulmaya çalışırken sopayla vuruyorlardı yüzüne gözüne.
Ergen zalimler işkence ettikçe keyifleniyor, kahkahalar atıyordu. Çocuksa, bu kahkahalara ara sıra inlemelerle karşılık veriyordu sadece. Gerçekten bizim çocuklarımız en ufak bir şeyde bile gözyaşlarını akıtırken, onca acıya rağmen o yavrucağın gözyaşları pek akmıyordu. Duyarsızlaşmıştı adeta. Artık ne kadar işkenceye maruz kaldıysa…
Otuz yaşına geldim. Bırakın savunmasız bir masuma, ölümü hak eden bir zalime bile bu zalimlikleri yapmayı hiçbir zaman aklımdan dahi geçirmedim. Dahası bu zalimliklerin zerresini yapabilecek bir insan ile karşılaşmadım. Ömrüm boyunca karşılaştığım en kötü insan bile melek kalır bunların yanında.
Hayatta her şey gibi şiddet de öğreniliyor. Ondan olsa gerek bu iki zalim ergen, bu kadar zalimdi. Belli ki büyüklerini taklit ediyorlardı. Artık büyükleri ne zalimlikler yapıyordur, Allah bilir!
İyi de insan, nasıl bu kadar zalim olabilir? Gerçekten bir insanın bir canlıya bunları yapabilmesi için nasıl bir şeyler yaşaması gerekir acaba? Neyin intikamı olur ki? Nasıl bir nefrettir ki bu? Bu… Bu nedir Allah aşkına? En acı kavram bile kifayetsiz kalıyor bunları anlatmak için…
İddiaya göre videodaki zalimler Çinliydi, mazlum ise Türk. Ve bu videoyu aklım(ız) almasa da bu videodan yüzlercesi var internette. İnanın, hiçbirini izlemeye yüreğiniz dayanmaz. Ancak bir de videoya çekilmeyenler var…
Biz izlemesek de… Biz görmesek de… Biz mutlu yuvamızda kendi çocuğumuzun şımarıklıklarına dertlensek de… Biz Ramazan huzurunu yaşamaya çalışsak da… Biz tatilin keyfini çıkarsak da…
Dünyanın bir yerlerinde zalimler mazlumlara işkence ediyor, tecavüz ediyor; mazlumları kesiyor, biçiyor, lime lime ediyor, diri diri yakıyor, öldürüyor, öldürmekten beter ediyor…
Tam şu anda Afrika’da, Filistin’de, Suriye’de, Kobani’de, Arakan’da, Myanmar’da,Afganistan’da, Türkistan’da milyonlarca masum yaşamanın değil, ölmenin hayalini kuruyor ölmenin! Tam şu anda zalimler, bin bir bahane ile masumlara dünyayı dar ediyor…
Mazlumlar ve zalimler her devir değişse de bu günkü mazlumlar da belli zalimler de… Dahası HzMuhammed’in (s.a.v.) "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." diyerek işaret ettiği şeytanlar da belli, kimin onun ümmeti olduğu da belli.
Sözde Müslüman olan ülkeler, sözde büyük olan devletler, sözde hümanist Batı, faydasız BM bu zulümlerin durması için daha ne bekliyor? Kıyametin kopmasını mı? Allah aşkına, bu kıyamet değil de ne?